top of page

Hayat Sigortaları Kapsamında Kast ve İntihar

Stajyer Avukat Asya AKMANSOY

Güncelleme tarihi: 9 dakika önce


İçindekiler




I. GİRİŞ


Sigorta Hukuku 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. Kitabında 1401 ve devamı maddelerde düzenlenmiş olup Can Sigortaları; Hayat Sigortası, Kaza Sigortası ve Hastalık/Sağlık Sigortası olmak üzere 3 ana başlıkta incelenmiştir. İşbu kanunun 6. Kitap ikinci bölümünde Can Sigortaları başlığının altında düzenlenen Hayat Sigortası, madde 1487’de ‘’ Hayat sigortası ile sigortacı, belli bir prim karşılığında, sigorta ettirene veya onun belirlediği kişiye, sigortalının ölümü veya hayatta kalması hâlinde, sigorta bedelini ödemeyi üstlenir’’ şeklinde hükme bağlanmıştır.



A. HAYAT SİGORTALARI

 

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1487. Maddesinde düzenlenen hayat sigortaları genel anlamda sigorta sözleşmeleri kapsamında birçok istisnai hali içerir. Bunun sonucu olarak kanun koyucu sigorta alanında faaliyet gösterecek şirketleri hayat ve hayat dışı olarak ikiye ayırmış ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun madde 5/2’sinde Ruhsat başlığı altında bu durumu hüküm altına alarak ruhsat şartı olarak belirlemiştir.


MADDE 5 – (2) Sigorta şirketleri hayat ve hayat dışı sigorta gruplarından sadece birinde faaliyet gösterebilir. Bu gruplarda yer alan sigorta branşları Bakan tarafından belirlenir.


Buna ek olarak hayat sigortalarının konusu Sigortacılık Kanunu madde 11’i dayanak alarak hazırlanan ve Türkiye Sigorta Birliği’nce yayınlanan Hayat Sigortası Genel Şartları’nda şu şekilde açıklanmıştır;


MADDE 4(1) Bu sigorta sözleşmesi ile sigortacı, belirlenen prim karşılığında, sigortalının sözleşmede belirlenen süre içinde teminat kapsamında olmayan hâller dışında bir sebeple ölümü veya süre sonunda hayatta olması durumunda, sigorta ettirene veya hak sahiplerine sözleşmede öngörülen sigorta bedelini ve varsa başka bir tutarı ödemeyi üstlenir. Bu Genel Şartların 8 inci maddesi uyarınca verilen teminatlar poliçede belirtilir.


Kural olarak sigorta sözleşmelerinin geçerliliği için para ile ölçülebilen menfaatin, öngörülemez ve tesadüfî risklere karşı korunması amacıyla akdedilmiş bir sözleşmenin varlığı gerekmekte iken, hayat sigortalarında sigorta olayı ölüm veya hayatta kalma hali olmak üzere canlı her varlık için öngörülebilir ve paha biçilmesi objektif anlamda mümkün olmayan iki ihtimalden oluşur. Belirli bir sürenin sonunda riziko şahsı bakımından ölüm veya hayatta kalmak olarak hali hazırda iki ihtimal bulunmaktadır. Ayrıca ’Karma sigorta’ şeklinde hem ölüm hem hayatta kalma olayına karşı hayat sigortası sözleşmesi akdedilebilmesi de mümkündür. Buna bağlı olarak riskin öngörülemez ve tesadüfî olması gerekliliği sağlanamamakla kalmayıp aynı zamanda insan hayatının parasal bir karşılığı olmaması da mal sigortalarında gördüğümüz sigorta bedelinin belirlenmesi hususunda bir engel olarak karşımıza çıkmaktadır.


Can sigortalarını zarar sigortalarından ayıran en önemli özellik zarar sigortalarında uygulama alanı bulan ‘’Zenginleşme Yasağı’’ hükümlerinin uygulanmamasıdır. Aksine can sigortaları niteliği bakımından bir tasarruf aracı olarak kullanılmaya daha uygun olup kişinin organik eğilimleri sebebiyle can sigortalarını tercih etmesinin başlıca sebebi de tasarruf aracı olarak kullanılabilme özelliğidir. Hayat sigortaları, meblağ sigortasıdır. Meblağ sigortalarında bir zararın tazmin edilmesi söz konusu olmadığından zenginleşme yasağı ilkesi geçerli değildir. Bir kimse kendisinin veya üçüncü bir şahsın hayatını dilediği bedellerle birden fazla kez sigorta ettirebilir. (1)



B. HAYAT SİGORTALARI KAPSAMINDA KAST


Hayat sigortası her ne kadar gerçekleşmesi kaçınılamaz iki olayı kapsasa da kanun koyucu kast bulunması halini hüküm altına alarak sigorta koruması dışında tutmuştur. Rizikonun veya sigorta olayının gerçekleşmesinde sigorta ettiren, sigortalı(riziko şahsı), lehtar ve bunların hukuken fiillerinden sorumlu bulundukları kişilerin kastı bulunması halinde sigortacının tazminat borcundan kurtulacağı TTK madde 1429’un 1.fıkrası ile hüküm altına alınmıştır. Bahse konu maddenin gerekçesinde ise kastın kapsam dışında bırakılması şu şekilde temellendirilmiştir;


‘’Maddede, rizikonun gerçekleşmesine kasıt ve kusurla sebebiyet verilmesi hali, temelde 6762 sayılı Kanunun 1278 inci maddesi korunarak düzenlenmiştir. Maddenin gayesi, sigortadan para almak kastıyla rizikonun gerçekleştirilmesine engel olmaktır.’’


cc) Rizikonun gerçekleşmesinde kusur


MADDE 1429 - (1) Sigortacı, aksine sözleşme yoksa, sigorta ettirenin, sigortalının, lehtarın ve bunların hukuken fiillerinden sorumlu bulundukları kişilerin ihmallerinden kaynaklanan zararları tazmin ile yükümlüdür. Sigorta ettiren, sigortalı ve tazminat ödenmesini sağlamak amacıyla bunların hukuken fiillerinden sorumlu oldukları kişiler, rizikonun gerçekleşmesine kasten sebep oldukları takdirde, sigortacı tazminat borcundan kurtulur ve aldığı primleri geri vermez.


Aynı maddenin 2.fıkrasında ise kastın varlığına rağmen sigortacının tazminat borcundan kurtulamayacağı istisnai haller düzenlenmiştir. Madde 1429’un 2.fıkrası ile 1495, 1503 ve 1504 üncü maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı tutulmuştur. Bu 1495. ve 1504. maddede kastın varlığına rağmen sigortacının mirasçılara karşı sorumluluğunun devam ettiği haller düzenlenmiş olmasına karşın 1503. Madde intiharı düzenlemektedir.


VIII - Sigorta ettiren lehine hak


MADDE 1495- (1) Lehtarın, sigortacıya karşı, istem hakkını kazanamaması hâlinde, bu hak sigorta ettirene, onun da ölmüş olması hâlinde, mirasçılarına geçer.


XV - Sigorta ettiren veya lehtarın sigortalıyı öldürmesi


MADDE 1504- (1) Sigorta ettiren, sigorta bedelini ödeme borcunun doğmasını sağlamak amacıyla sigortalıyı öldürür veya öldürülmesinde suç ortaklığı ederse, sigortacı bedel ödeme borcundan kurtulur.


(2) Lehtar, sigortalıyı öldürmüş veya onun öldürülmesinde herhangi bir şekilde suç ortaklığı etmişse, sigorta bedelinden mahrum kalır ve bu bedel ölenin mirasçılarına ödenir.


XIV – İntihar


MADDE 1503- (1) Sigortalı, yenilemeler de dâhil olmak üzere, en az üç yıldan beri devam eden ve ölüm ihtimaline karşı yapılan bir sözleşmede, bu süre geçtikten sonra intihar ederse veya intihara teşebbüs sonucu ölürse, sigortacı sigorta bedelini ödemekle yükümlüdür.


(2) Sigortalının intiharı veya intihara teşebbüsü sonucu ölümü, akli melekelerindeki bir rahatsızlık sebebiyle üç yıldan önce gerçekleşmiş ise sigortacı sigorta bedelini ödemek zorundadır.


TTK m.1503, m.1520/3’te yer almaktadır; dolayısıyla bu maddenin sigorta ettiren, riziko şahsı ve lehtar aleyhine değiştirilmesi mümkün değildir. Bu durumda genel şart düzenlemesi bu maddeye göre aleyhe düzenleme getirdiğinden uygulanamaz. (2)


IX – Koruyucu hükümler


MADDE 1520(3) 1489 uncu madde, 1490 ıncı maddenin ikinci fıkrasının ikinci ve üçüncü cümleleri, 1492 nci madde, 1497 ilâ 1503 üncü maddeler, 1515 inci maddenin birinci fıkrasının dördüncü cümlesi ve 1517 nci madde hükümleri sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar aleyhine değiştirilemez; değiştirilirse bu Kanun hükümleri uygulanır.



C. İNTİHARIN SİGORTA KAPSAMINA ALINMASI


İntihar veya özkıyım kelime anlamı olarak bir kimsenin toplumsal ve ruhsal nedenlerin etkisi ile kendi hayatına son vermesi (3) anlamına gelmektedir. Sadece bu tanımdan yola çıkarak dahi kasti bir eylem olduğunu söylemek mümkünken kanun koyucu tarafından intihar özel bir düzenleme ile hüküm altına alınmıştır.


Nitekim kanunda, riziko şahsının intiharı halinde sigortacının sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün devam etmesi şarta bağlanmış olup en az 3 yıldan beri devam eden bir sigorta sözleşmesinin varlığını aranmıştır. Kanunun 1503. maddesi 2.fıkrasında ise riziko şahsının akli melekelerindeki bir rahatsızlığı sebebiyle intiharı veya intihara teşebbüsüne değinilmiş olup 3 yıldan beri devam eden bir sözleşmenin var olmaması halinde bile bu şahıs için sigortacının sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü olduğunu öngörülmüştür. Hastalık sigortasında ise 1503’üncü maddenin uygulanabilmesi, sözleşmede öngörülen rizikonun intihara teşebbüs nedeniyle gerçekleşmiş olmasına bağlıdır (TTK m 1519/2). Dolayısıyla sigorta sözleşmesinin yapılmasından itibaren üç sene geçmeden sigortalının intihara teşebbüs etmesi neticesinde sigorta sözleşmesinde teminat altına alınan hastalıklardan birinin ortaya çıkması –örneğin, sigortalının intihar etmek için içtiği ilaçların sigorta teminatı kapsamındaki böbrek yetmezliğine sebebiyet vermesi- halinde sigortacının bedel ödeme borcu sona erer. Ancak yenilemeler de dâhil üç yıllık sürenin geçmesinden sonra sigortalı, intihara teşebbüs etmesi nedeniyle teminat kapsamındaki hastalığa yakalanırsa sigortacının bedel ödeme borcu devam eder. Ayrıca üç yıllık süre geçmemiş olsa dahi sigortalının intihara teşebbüsü, akli melekelerindeki bir rahatsızlık sebebi ile gerçekleşmişse sigortacı yine bedel ödeme borcundan kurtulamaz. (4) Benzer düzenleme Hayat Sigortası Genel Şartları isimli yönetmelikte de mevcuttur.


MADDE 9 – Teminat dışında kalan hâller

(1) Sigortalının, intihar veya intihara teşebbüs sonucunda ölmesi teminat dışındadır. Bu durumda sigortacı, sigortalının intihar veya intihara teşebbüs sonucu öldüğü tarihte sigortanın kazanılmamış primler karşılığını veya aktüeryal matematik karşılığını ve varsa kâr payını öder. Ancak;


a) Sözleşmede daha kısa bir süre kararlaştırılmamışsa, yenilemeler de dâhil olmak üzere sigorta süresinin başlangıcından itibaren üç yıl dolmadan önce sigortalı, akli melekelerinde bir rahatsızlık sebebiyle intihar veya intihara teşebbüs sonucu ölmüşse


 ya da


b) Sözleşmede daha kısa bir süre kararlaştırılmamışsa, ölüm ihtimaline karşı yapılmış olan ve yenilemeler de dâhil olmak üzere en az üç yıldan beri devam eden bir sözleşmede, sigortalı, bu süre geçtikten sonra intihar ederse veya intihara teşebbüs sonucunda ölürse, sigortacı sigorta bedelini ödemekle yükümlüdür.


Kanun koyucu, 6102 sayılı Kanunda bulunan maddenin gerekçesinde kasti olmasına karşın koruduğu bu eylemi ‘’Zira, buradaki amaç kişinin kasıtlı olarak rizikonun gerçekleşmesine neden olmamasıdır. Bu nedenle ilk üç yıl içinde meydana gelen intiharlarda sigortacıya tazminat ödeme borcu yüklenilmemiştir. Halbuki, kişinin akli melekeleri yerinde değilse zaten kasıtlı olarak rizikoyu gerçekleştirmek istemesinden de bahsedilemez.’’ Şeklinde açıklamış olsa dahi rizikoyu ağırlaştıran her türlü hastalığın beyan yükümlülüğü kapsamında olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca hayat sigortalarının genelde uzun vadeli sözleşmeler olduğu gözetilerek TTK’nin 1497 ve 1498. maddelerinde gerek yaş ve gerekse önemli hususlar ile ilgili olarak beyan yükümlülüğü ihlâllerinde sözleşmelerin devamına yönelik düzenlemelere gidilmiştir. Bu kapsamda TTK’nin 1435. maddesi gereğince sigorta ettiren, sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlü tutulmuştur. Önemli hususların neler olduğunun tespiti noktasında ise anılan maddede iki ölçüt belirlenmiştir. Bunlardan birincisi, sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise önemli kabul edilmektedir.  İkincisi ise sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılmaktadır. (5) Şahsın akli melekelerindeki rahatsızlık sigorta sözleşmesi öncesinde var ise veya sözleşme esnasında ortaya çıkmış ve kasıtlı olarak saklanmış ise kişinin bu hastalık sebebiyle illiyet bağı oluşacak şekilde ölmesi halinde sigortacının ödeme yapmaktan kurtulabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.



II. SONUÇ


6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu başta olmak üzere ilgili mevzuatların hepsinde kişinin sigorta süresi içinde intihar etmesi TTK madde 1503’de bulunan şartların vücut bulması halinde sigorta kapsamına alınmış olmakla beraber intiharın ikincil risk kapsamına alınması TTK madde 1520 ile engellenmiştir. Yukarıda açıkladığımız her türlü koruma çabasına rağmen akli melekelerde meydana gelen ve gelmiş her türlü rahatsızlığın beyan ve ihbar yükümlülüğü çerçevesinde tehlike ağırlaşması olarak değerlendirileceği ise göz ardı edilmemelidir.


Yazar/Antalya Barosu

Stj. Av. Asya AKMANSOY




 

Kaynakça


1. YAZICIOĞLU, Emine. Sigorta (Hukuk). https://ansiklopedi.tubitak.gov.tr/ansiklopedi/sigorta_hukuk. [Çevrimiçi] [Alıntı Tarihi: 19 Kasım 2024.]


2. AKGÜN, Evrim. Hayat Sigortası Genel Şartları’nın Türk Ticaret Kanunu Hükümlerine Uygunluğuna İlişkin Bir İnceleme. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası. 2017, Cilt LXXV.


3. Türk Dil Kurumu Sözlükleri. https://sozluk.gov.tr/. [Çevrimiçi] [Alıntı Tarihi: 18 Kasım 2024.]

4. ORBAY ORTAÇ, Nurdan. SİGORTALANAN OLAYA KUSUR İLE SEBEBİYET VERİL-MESİNİN SİGORTA TEMİNATINA ETKİSİ. Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi. 2021, Cilt XVI, 2, s. 982.


5. ER, Sefa. SÖZLEŞME ÖNCESİ SİGORTA ETTİRENİN BEYAN YÜKÜMLÜLÜĞÜ İLE SİGORTACININ AYDINLATMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ ARASINDAKİ İLİŞKİ. Ticaret ve Fikri Mülkiyet Hukuku Dergisi. 27.12.2005, Cilt 8, 2.



33 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page